Ayşenur İnan

Ayşenur İnan

Diyetisyen Ayşenur İnan

Parkinson hastalığında tıbbi beslenme tedavisi

10 Ocak 2022 - 11:16

Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığından sonra ikinci sırada görülen nörodejeneratif bir bozukluktur. Parkinson hastalığının kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Günümüzde, bu hastalığın nedeni olarak kalıtsal etkenler, ekzojen toksinler ve oksidatif tepkiler sonucu oluşan hücresel endojen toksinler üzerinde durulmaktadır.

Sık görülen belirtileri; ellerde titreme, hareketlerde yavaşlama ve uyuşukluk, donuk bir yüz ifadesi, monoton konuşma, ağızdan salya sızması, yutkunma güçlüğü, halsizlik, yorgunluktur. Hastalık yavaş ilerler ve kişinin yaşam kalitesini düşürür. Titreme Parkinsonlu hastalarının yaklaşık olarak %80’inde görülür. Ellerin dışında kollar, ayaklar, çene ve dudakta da titreme olabilir.

Parkinson hastalığının farklı aşamalarında vücut ağırlık kaybı meydana gelmektedir. Bu kayıp kas kütlesindeki azalmadan çok, vücut yağındaki azalmaya bağlı olarak görülmektedir. Enerji alımında ve harcamasındaki iniş çıkışlar hastalığın ilerlemesine yol açabilir ve bu durum ağırlık kaybını etkileyebilir.

Diğer olası nedenler arasında; diyet alımının yetersizliği, bağırsakta bakteriyel büyümeye bağlı malabsorbsiyonlar ve “circulating” faktörün varlığı [örneğin; tümör nekrozis faktör (TNF)] yer almaktadır. Depresyon ve bilişsel bozukluklar vücut ağırlık kaybına eşlik etmektedir. Kontrol edilemeyen titremeler fiziksel aktivite düzeyini ve mobiliteyi azaltmaktadır. Hastalık ilerledikçe ellerde meydana gelen titremeler besin hazırlama kabiliyetini de etkilemektedir.

Çiğneme ve yutma zorlukları çok belirgin olmaktadır. Hastalar yemek yerken zorlanmakta ve bunun için büyük çaba sarf etmektedirler. Beslenme yetersizliği belirgindir. Yüksek protein ve enerji içeriğine sahip bir diyete gereksinim duyulmaktadır. Ancak levodopanın maksimum etkili olabilmesinde diyet protein alımının kısıtlanması gerekmektedir, bu durum farmakolojik gereksinim ile ters düşmektedir.

Optimum tedavinin belirlenmesinde levodopa dozunun ayarlanabilmesi için uygun öğün modelinin oluşturulması çok önemlidir. Parkinson hastalığının ilerleyen aşamalarında hastanın vücut ağırlığında oluşan önemli kayıpları önlemek için enteral beslenme desteği gerekebilir. Parkinson hastalığının etiyolojisi tam olarak anlaşılamamakla birlikte, diyet faktörlerinin önemli bir rol oynadığı gösterilmiştir.

Beslenme önerileri

Düzenli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir. 2-3 saat aralıklarla beslenilmeli ve aşırı yemekten kaçınılmalıdır. Kabızlığa karşı günlük yeterli lif (25-30 gr) alınmalı ve bol su tüketilmelidir. Kilo alımından kaçınılmalıdır. Yavaşlamış olan beden hareketlerini daha da ağırlaştırabilir. Genelde ileri yaş hastalığı olduğu için, yaklaşık altı ayda bir kanda lipid ve kolesterol düzeyleri dahil olmak üzere tahliller yapılmalıdır.

Gündüz yemeklerin protein değeri düşük, akşamkilerin yüksek olmalıdır. Antioksidanların hastalığın seyrini yavaşlattıkları gözlenmiştir. Bu nedenle günlük diyette taze ve çeşitli renklerde sebze ve meyve tüketilmelidir. Ancak ilaç kalıntısı riskinden dolayı iyice yıkanmalıdır. Araştırmalar E vitamininin Parkinson hastalığının etkilerini azalttığı görülmüştür. Kaynakları; koyu yeşil yapraklı sebzeler, yağlı tohumlar (ceviz, fındık gibi), buğdaydır. Çoklu doymamış n-6 grubu yağ asitlerinden zengin bitkisel sıvı yağlar yerine zeytin yağı kullanılmalıdır.

Kaynakça
Kabaran, S., & Yıldız, E. (2012). Parkinson Hastalığı: Beslenme ile İlgili Risk Etmenleri ve Tıbbi Beslenme Tedavisi. Beslenme ve Diyet Dergisi, 40(1), 69-78.
AKBULUT, G. (2009). Parkinson Hastalığı ve Tıbbi Beslenme Tedavisi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum