Ayşenur İnan

Ayşenur İnan

Diyetisyen Ayşenur İnan

Hiperlipidemi ve Beslenme

18 Aralık 2023 - 12:28

Hiperlipidemi, serumda kolesterol yüksekliği, trigliserit yüksekliği ya da trigliserit ve kolesterol yüksekliği olarak tanımlanmaktadır. Genetik ve çevresel nedenlerden kaynaklanabilir.

Kardiyovasküler hastalıkların oluşumunda birçok risk faktörü vardır. Bu risk faktörlerinden değiştirilemez risk faktörleri genetik, yaş ve cinsiyet olarak tanımlanırken; tütün kullanımı, kan basıncı ve yüksek serum lipitleri, yetersiz ve dengesiz beslenme ve fiziksel inaktivite ise değiştirilebilir risk faktörleridir. Kan lipidlerinin normal değerlerin üzerinde ölçülmesi olarak tanımlanan hiperlipidemi, kardiyovasküler hastalıkların değiştirilebilir risk faktörlerinin başında gelmektedir.

Toplam kolesterolün 200-239 mg/dl, düşük molekül ağırlıklı lipoprotein (LDL) kolesterolün ise 130-160 mg/dl olması hiperlipidemi açısından sınırda yüksek değerler olarak tanımlanmakta ve tedavi edici yaşam tarzı değişikliklerinin başlatılması önemli bulunmaktadır. Bu değişiklikler; diyet içeriğinin düzenlenmesi, ağırlık kontrolü ve fiziksel aktivitenin arttırılması olarak belirlenmiştir.

Hipertrigliseridemi, tip 2 diyabet, obezite, fiziksel inaktivite, sigara, karbonhidrat alımının fazla olması ve beta blokerler, anabolik steroidler, progestasyonel ajanlar gibi bazı ilaçlar HDL kolesterol düzeyinin düşük olmasında etkili olan çevresel faktörler olarak bilinmektedir. HDL kolesterol düzeyinin düşük olması koroner arter hastalığı riskini arttırmaktadır.

Diyette yapılan uzun süreli değişikliklerin koroner kalp hastalıkları riskini önemli oranda azaltacağı bildirilmiştir. Hiperlipidemili bireylerin 3 aylık düşük kolesterollü diyet tedavisi sonucunda kan lipidlerinde anlamlı düşüş olmaması durumunda ise ilaç tedavisine geçilmesi önerilmektedir. Hastadaki gelişime bağlı olarak diyet tedavisi 6 aya kadar uzatılabileceği gibi yüksek risk grubundaki hastalarda lipid düşürücü ilaç tedavisine diyet tedavisi ile aynı zamanda başlanabileceği belirtilmiştir.Ağırlık kaybının kan lipidlerinde düşüş sağlayarak kalp-damar hastalıkları riskini azalttığını gösteren çalışmalar mevcuttur.

Akdeniz tipi beslenmede sebze-meyve, tahıllar, yağlı tohumlar ve zeytinyağı, süt ürünleri, balık, kümes hayvanları ve şarap tüketimi ön plandayken, kırmızı et ve yumurta tüketimi düşük düzeydedir. Yapılan çalışmalarda Akdeniz diyetinin, kardiyovasküler hastalıklar ile ilişkili mortalite oranlarını azalttığı belirlenmiştir.

Kalp damar hastalığı olan bireylerin sodyum ve yağ tüketimini azaltmak için kızarmış ürünlerden uzak durması, daha çok tam tahıl ürünleri ve balık tüketirken kırmızı et ve tatlı tüketimini azaltması gerekmektedir. Sağlıklı bir diyet, sebze ve meyvelerden, tam tahıl ürünlerinden, balık ve yüksek lifli besinlerden zengin olmalı, doymuş yağ asitleri ile trans yağ asitlerini çok düşük oranda içermelidir. Bu önerilerle beraber bazı besinlerde bulunan bitkisel sterol ve stanoller, soya proteinleri ve izoflavonlar kolesterolü düşürmeye yardım etmektedir.

KAYNAKÇA:
1. Nelson RH. Hyperlipidemia as a risk factor for cardiovascular disease. Prim Care. 2013; 40(1): 195–211.
2. World Health Organization. Global status report on noncommunicable diseases 2014 [İnternet]. WHO Library Cataloguing-in-Publication Data: 2014 (cited 2016 Aug 12). Available from: apps.who . int/iris/bitstream/10665/148114/1/9789241564854 _eng.pdf
3. Türk Kardiyoloji Derneği. Avrupa kalp sağlığı sözleşmesi: 2007

YORUMLAR

  • 0 Yorum