Ayşenur İnan

Ayşenur İnan

Diyetisyen Ayşenur İnan

Laktoz intoleransı

06 Aralık 2021 - 10:32

Süt; protein, yağ, laktoz, vitamin, mineral, enzim, hormon ve immünoglobülin gibi insan yaşamı için önemi bulunan pek çok besin öğesi açısından zengin bir kaynaktır. Süt ve süt ürünleri tüketicilerin beslenme gereksinimlerini karşılamalarının yanında obezite, kemik erimesi, diş çürüğü, zayıf gastrointestinal sağlık, kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon ve kolorektal kanser gibi çeşitli rahatsızlıkların önlenmesi ve semptomların azaltılmasındaki rolleri için de tüketilebilmektedir.

Laktoz çiftlik hayvanları da dâhil olmak üzere neredeyse tüm memelilerin sütünde bulunan temel karbonhidrattır.  Çoğu insanda laktozu sindirme yeteneği çocuklukta kaybolurken, bazı popülasyonlarda laktaz aktivitesi yaşam boyunca devam etmektedir. Bu durum laktaz kalıcılığı (laktoz toleransı) olarak bilinir. Laktaz enziminin yokluğunda süt tüketimi, gaz sancısı, şişkinlik, gurultu, mide krampları, ishal ve bulantı gibi rahatsız edici semptomlara neden olmaktadır . Bu semptomlar süt tüketiminin ardından genellikle 30 dakika ile 2 saat veya daha uzun sürelerde açığa çıkmaktadır.

Laktoz intolerans, süt ve süt ürünlerinin tüketilmesinden sonra kolondaki sindirilmemiş laktoz nedeniyle meydana gelen sindirim bozukluğunu tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Çoğu insan normalde sütten kesilmesinin ardından laktaz üretemez ve sonuçta laktoz intolerans ortaya çıkar. Dünya üzerindeki yetişkin insanların yaklaşık %70'inin laktoz intolerans olduğu düşünülmektedir. Laktaz enzimindeki düşük aktivite, tüketilen laktozun gastrointestinal kanalın sindirme kabiliyetini aşması halinde, laktoz maldigesyonuna (sindirim bozukluğu) ve gastrointestinal stres semptomlarına neden olabilmektedir.

Laktoz intolerans teşhisinde çeşitli yöntemler bulunmakla birlikte, teşhiste izlenen ilk yol genellikle hastanın diyetinden laktoz içeren ürünlerin çıkarılması ve semptomların bu süre zarfında izlenmesi olmaktadır. Bununla birlikte, süt tüketimi ile bazı hastalarda laktoz intolerans semptomlarının gözlenmemesi, teşhisi zorlaştırmaktadır. Ayrıca semptomlar gözlense bile bunun nedeninin huzursuz bağırsak sendromu gibi altta yatan başka bir intestinal rahatsızlığın göstergesi olma ihtimali de bulunmaktadır.

Laktoz sadece memelilerin sütünde bulunan bir disakkarit olmasına rağmen, süt ve süt ürünleri pek çok gıdanın üretiminde kullanılmaktadır. Ayrıca sütten saflaştırılan laktoz, teknolojik özelliklerinden dolayı endüstriyel gıdalarda katkı maddesi olarak, ilaçlarda ise dolgu maddesi olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Laktozun renk ve su bağlama özelliği bulunmaktadır. Ayrıca tekstür üzerine de olumlu etkileri vardır. Laktoz yaklaşık olarak glukozun yarısı, sakkarozun ise üçte biri oranında tatlılık vermektedir. Laktoz bu özelliklerinden dolayı tatlılarda, şekerlemelerde, ekmeklerde, sosis gibi işlenmiş et ürünlerinde çok kullanılmaktadır. Bunların yanında enteral beslenmede kullanılan birçok sıvı da laktoz içermektedir.

Laktozun, Batı diyetlerinde tüketilen karbonhidratların yaklaşık %6'sını oluşturduğu tahmin edilmektedir. Bazı Asya restoranları geleneksel Asya mutfaklarında kullanılan laktoz içermeyen Hindistan cevizi sütü gibi malzemelerin yerine son yıllarda süt kreması veya yoğunlaştırılmış süt kullanmaktadır. Oysa birçok laktoz intolerans hastası, süt tozu ve yoğunlaştırılmış sütün eşdeğer miktardaki sütten daha fazla laktoz içerdiğini bilmemektedir.

Benzer şekilde pek çok insan, peynir altı suyu gibi ürünlerin sütteki laktozun neredeyse tamamını içerdiğinin farkında değildir. Laktoz intolerans olan kişilere uygun bilgilendirmelerin yapılması oldukça önemlidir. Laktoza toleransı çok düşük olan kişiler, yukarıda bahsedilen gıdalar da dâhil olmak üzere, değişik miktarlarda laktoz içerebilen birçok gıda ürünü olduğunu bilmeli ve gıda ambalajlarındaki uyarıları dikkate almalıdır.

KAYNAKÇA:

Yıldırım, D., & Özen, H. (2017). Laktoz intoleransı tıbbi beslenme tedavisi olgu sunumu. Beslenme ve Diyet Dergisi, 45(3), 294-297.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum