Mustafa Koçak

Mustafa Koçak


İklim Değişikliği Yasası Karaman'a ne yüklüyor?

01 Mayıs 2025 - 22:01

Bir şehir, rüzgârın yönünü okuduğu gün uyanır. Şimdi rüzgar doğa anadan yöne esiyor. İklim Kanunu…

Kimine kuru bir yasal metin, kimine bürokratik bir yük. Ama hakikatte bu kanun, evlatlarımızın içeceği su, soluyacağı hava, basacağı toprak meselesidir. Karaman gibi yarı kurak bir diyarda bu kanunun satırları kâğıttan değil, kuruyan göllerin çığlığından, çatlayan toprakların feryadından yazılmıştır. İster yeni dünya düzencilerinin oyunu deyin, ister dünyamızı kurtaracak bir çalışma. Gerçek olan şu ki hepimizi derinden etkileyecek bir değişim söz konusu.

Yeni yasa açıkça diyor ki: “Her şehir, iklim kaderini kendi eliyle yazacaktır.”

Bugün Karaman’da ne bizler içecek ne de çiftçi toprağını besleyecek suyu kuyunun dibinde bile bulamıyor. Dağda kuş az, bağda yabanî çok. Buna rağmen hâlâ ne kapsamlı bir iklim eylem planımız var, ne de bu işin ilmini takip edecek bir dairemiz. Belediyemiz, ticaret ve ziraat odamız bu kanunu sadece ‘yukarıdan gelen bir emir’ zannederse, vakit geçer; geç vakit ise kıymetsizdir.

Karaman için “iklim eylemi” demek, sadece ağaç dikmek değildir. Bu, topyekûn bir diriliş meselesidir. Üniversite ile el ele verip ilmî temelli bir plan hazırlamak, mahalleliyi toplayıp “bu şehir nereye gidiyor?” diye sormak… Sanayiciye, esnafa, çiftçiye ayrı ayrı kulak kesilmek gerekir. Sanayicilerimizin karbon ayak izi ölçümü ile enerji verimlilik ölçümünü karıştırmaması ve bu konuda bilgi sahibi olmaları gerekir.

Yeni yasanın kendilerine getirecekleri yükü ve avantajları doğru analiz edebilmeliler. Ziraat odamızın çiftçiyi bilgilendirip iklim yasasını nasıl avantaja çevirecekleri konusunda detaylı bir brifing vermesi gerekir. Belediyemizin şehrimizde bu konuda yapılması gereken ve yapılacak çalışmalar hakkında bilgilendirip uluslararası normlara uygunluğu sağlamak için kitlesel bir çalışma başlatması gerekir. Gerekmesine gerekir de her şeyden önemlisi bu konuyu önemseyip irade koyacak yöneticiler gerekir.

Gerek belediyemiz gerekse STK’larımız yöneticilerinin bu konuya önem vererek halkımızın, çiftçimizin ve sanayicimizin sürece entegrasyonunu kolaylaştıracağına inanmak istemekteyim. Bu yazımda iklim değişikliği yasasının getirdiği riskler ve fırsatlardan bahsetmeyeceğim. Önce bu konuda bir kamuoyu oluşması gerektiğini düşünmekteyim. Bu yasayı sadece bir yük olarak görürsek potansiyel fırsatları da tepmiş olacağız. Çünkü bize yük olan yasa tüm dünya ülkelerindeki üreticilere yük getirmektedir. Haliyle vizyoner bir politika ile hem diğer şehirlerin hem de diğer ülkelerin önüne geçme fırsatını ıskalamamalıyız.

Unutmayalım dünya bu konuda ki eksiklerini yeşil fonlar, AB hibeleri, uluslararası destekler ile aşıyor. Haliyle her bir fon bir hazine sandığını andırıyor. Ama bu sandıklar sadece anahtarı olanlara açılır. Karaman Belediyesi, ticaret ve ziraat odaları hâlâ bu anahtarı eline almamışsa, sadece kendi kasasını değil; torunlarının nasibini de kilitli tutuyor demektir.

Ve bir hususu da unutmamak gerek: Su sıkıntısının en çok yoksul mahalleleri vuracağı bir çağ geliyor. Eylem planı olmayan şehirlerin sokaklarında ‘sükût’, köylerinde ‘hicret’ olacak.

YORUMLAR

  • 0 Yorum