2019 biterken

Sultan Akbulut
ABONE OL

İnternetin, akıllı telefonların olmadığı yıllarda her evin duvarlarında yapraklı takvimler olurdu. O takvime bakarak günü, ayı, yılı bilirdik. Yeni yılla birlikte koparıla koparıla eksilen eski takvimler duvardan indirilir, yerine yenisi asılırdı. Bu takvim yapraklarının arkasında ise hadislerden, hikâyelere, çocuklara verilecek isimlerden yemek tariflerine kadar birçok faydalı bilgi yer alırdı. Onları büyük bir özenle ve keyifle okur, sonrada lazım olur diye bazı yapraklarını halı altlarında ya da kitap aralarında saklardık. Şimdilerde ise bırakın yapraklı takvimlerin arkasındaki bilgileri,  gazete, kitap, dergi bile okumaz olduk. Teknolojiyle birlikte her şeyi çok çabuk tüketen bir toplum olup çıktık.

Yine eskiden yeni yıl yaklaşırken şimdilerde Türkçe Parkı olarak bilinen yerde ve karşısındaki Atatürk Parkında yılbaşı kartları görücüye çıkardı. İnsanlar uzaklardaki sevdiklerine kartpostallar seçer ve özlemlerini bu kartlarla gidermeye çalışırlardı. Uzaklardaki sevdiklerimizden gelecek mektup ve kartpostallar için postacıların yolunu dört gözle beklerdik. Şimdilerde ise postacı evlerin kapılarını sadece fatura, ya da tebligat için çalar oldu. Günümüzde bırakın kart göndermeyi, elimizden düşürmediğimiz telefonlarımızla bile uzak, ya da yakındaki sevdiklerimizi aramaya tenezzül etmez hale geldik. Her geçen yıl bir önceki yıldan daha kötüye gider olduk.

90’lı yıllarda milenyum yılı olarak görülen 2000’leri bile birer birer deviriyoruz artık. Yarın gece 24.00’ü gösterdiğinde bir yılı daha geçmişte bırakmış olacağız. Yarın Allah nasip ederse eğer 2020’ye gireceğiz. Yarından sonra da geçen yıl demeye başlayacağız 2019’a. Oysaki bu yılda hem ülkemizde, hem de dünyada neler olup bitmedi ki. Saymaya kalksak çoğunu hatırlamayız bile. 

Evet, bir yıl daha bitip gidiyor. Geride bırakmaya hazırlandığımız 2019 benim açımdan ise hem zor hem de keyifli bir yıldı. 2018’in son günlerinde işsiz kalmış yeni yıla işsiz biri olarak girmiştim. Bu nedenle yılın ilk ayları sıkıntılı ve zor geçmişti. Kendimi bildim bileli çalışan biri olarak biranda boş kalmak ister istemez bocalamama neden olmuştu. Ama çok şükür ki bu zor ve sıkıntılı dönemi en az hasarla atlatmayı başardım. Baharın müjdeleyicisi Mart ayıyla birlikte zor günleri de geride bırakıp kendime yeni bir yol haritası çizdim. Mesela uzun bir aradan sonra yeniden yazmaya başladım. Yazmam için beni yüreklendiren ve yazar kadrosuna dâhil ederek destek veren www.karamanca.net ekibine bir kez daha teşekkür ediyorum. Sonrasında benim açımdan çok faydalı olan Girişimcilik ve Bilgisayar İşletmenliği kurslarına katıldım. Bu kurslarda bilip de unuttuklarımı ya da hiç bilmediğim konuları öğrenme fırsatı buldum. Yeni ve güzel arkadaşlık bağları kurduk. Böylelikle Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz ayları dolu dolu geçip gitti.  Ağustos ayının ilk günü ise ailemize küçük bir prenses katıldı. Bu prensesin varlığıyla hiç bilmediğim halalık duygusunu da tatmış oldum. Teyzelik kadar hala olmanın mutluluğuna eriştim. Prensesimiz büyüyor şimdilerde.

Ağustos’un son günleri ve Eylül’ün başlarındaysa işten güçten gezmeye fırsat bulamadığım yerlere gitmeye karar verdim. Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin ve Batum’u kapsayan keyifli bir turla hep merak ettiğim Karadeniz’in kültürünü, tarihini, doğal güzelliklerini yakından görme fırsatım oldu. Bu gezim sırasında çok eğlenceli anılar biriktirdim. Eylül ayının sonlarındaysa babamın sağlık sorunları biraz keyfimi kaçırsa da sağlığına kavuşmasıyla çok şükür rahat bir nefes almış olduk. Kasım’da bu kez rotayı Batı Karadeniz’e çevirdim. Safranbolu, Bartın, Amasra, Bolu bölgelerini gezdik. Karadeniz’in doğusu da batısı da doğal tabiatıyla bir tablo gibiydi. En kısa sürede yeniden gitmek istiyorum. Kasım ayının son günlerinde bu kez de Annem için hastane kapılarındaydık. Oda sağlığına kavuştu çok şükür. Yani anlayacağınız başı kötü başlayan bu yılın geri kalan bölümü benim için son derece keyifli ve güzel geçti. 2019 yılı bir bakıma vazgeçilmez sandığım herkesten, her şeyden vazgeçtiğim harika bir yıl oldu. İnşallah 2020 çok daha güzel olacak.

Belki bu yıl çok şeye kızdın, kırıldın, kendinden ödün verdin. Savaştın, tek kaldın. Belki çok para kaybettin, ya da işsiz kaldın. “Belki ne yapıyorum ben yaa” cümlesini ard arda kurdun. Ama her ne yaptıysan yaptın ve bitti. Önemli olan gece yastığa başını koyduğunda vicdanının sesini dinleyip, muhasebesini yaptıktan sonra huzurla uykuya dalabiliyorsan senden mutlusu yok bu dünyada. Çünkü vicdanı olmayan birinden iyi bir insan olması beklenemez.
2020’de vicdanlı, merhametli iyi insanlar çıksın hepimizin karşısına. 2020 başta ülkeme ve tüm dünyaya barış, huzur ve mutluluk getirsin. Sevdiklerimizi, sağlığımızı elimizden almasın yeter. Mutlu yıllar herkese..