Kaynananın bu müdahalesi karı-kocayı bir birinden uzaklaştırır!

Davut Karaman
ABONE OL


          Dr. Öğr. Üyesi Davut Karaman
     Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi
           davut.karaman@alanya.edu.tr

Günümüzde artık klişe haline gelen bir söz var: “evlilikler azalırken, boşanmalar artıyor.” İstatistiki veriler de göstermektedir ki boşanmalardaki artışla birlikte her geçen gün evlenme oranları da azalmaktadır. Bu nedenle en temel ortak değerlerimizden olan aile kavramı tahmin ettiğimizden daha büyük bir tehlike içindedir.

Toplumda adeta deprem etkisi yaratan evliliklerin son bulması sadece eşleri değil, geleceğimiz dediğimiz çocukları da yakından ilgilendirmektedir. Anne baba sevgisinden mahrum yetişmek zorunda bırakılan bu neferler, gelecekte maalesef çığ gibi büyüyecek olan toplumsal sorunların en temel kaynağını oluşturmaktadır. İlgiye aç, şefkate muhtaç çocuklar aile sorunlarına dur diyemeyen ebeveynlerinin bedelini ödemekle karşı karşıya bırakılmaktadır.

Toplumsal açıdan hayati önem taşıyan boşanmalarla ilgili Semra Altuğ tarafından hazırlanan “Evlilik Sorunlarının Yaşanmasında Eşlerin Aile Bireylerinin Müdahalelerinin Etkisi” başlıklı tezi günümüz aileleri için bir ders niteliğindedir. Bu çalışma hem ebeveynlerin evli çocuklarının ailesiyle, hem de evli çocukların kendi aileleriyle olan ilişkilerinin nasıl olması gerektiği konusunda bilgiler vermektedir.
Araştırmanın en temel sonucuna göre eşlerin aile ilişkilerine, ebeveynleri tarafından önemli düzeyde müdahalelerin olduğu görülmektedir. Bu müdahalelerin ise zamanla eşler arasında aile için tartışma, aile içi şiddet ve boşanma eğilimin ortaya çıkması gibi sorunlara neden olduğu belirlenmiştir. Ayrıca eşler arası uyumsuzluk ve aile mutluluğunun azalmasına neden olan bu müdahaleler eşlerin karşılıklı güvenini zedelemekte, tereddütsüz sevgilerini şüpheli hale getirmektedir.

Peki ebeveynler tarafından çekirdek aileye yapılan bu müdahaleler genel olarak nelerdir? Ya da masum bir davranış gibi yapılan hangi müdahaleler eşleri birbirinden uzaklaştırmaktadır?

Araştırma sonucuna göre eşlerin müdahale edildiğini ifade ettikleri durumlar şöyledir: evde daha fazla vakit geçirmek için bahaneler üretilmesi, eve alınacak eşyalara karışılması, çocuk yetiştirme tarzları, eve misafir alıp almamaya karışma, aile içi konular, ebeveynlerin evli çocuklarına gelini ya da damadı ile ilgili olumsuz ifadeleri, eşler arası tartışmalarda ebeveynlerin haklı ya da haksız olduğuna bakmaksızın kendi çocuğunu savunması ile eşini kötülemesi, harcamalara yönelik tutumlar, evin temizliği gibi konular olduğu görülmektedir. Genellikle bu müdahalelerin kayınvalideler tarafından yapılması ise eşlerde kayınvalide sendromu doğurmaktadır. Kayınpederlerin de müdahalesi olsa da araştırmalara göre oldukça az oranda olduğu görülmektedir.

Güncel bir çalışmadan elde edilen bu verilere göre ortaya çıkan en önemli sonuçlardan biri de ebeveynlerin çocuklarının evlilikleri sonrası nerede, nasıl durmaları gerektiğini bilmeleri gerektiğidir. Ebeveynlerin çocukları ile olan ilişkileri çocuklarının evlilik öncesi ve sonrasında değişmek zorundadır; değişmeden kızıyla, oğluyla eski ilişkisini devam ettirmeye çalışan ebeveynler çocuklarının ocağına incir ağacı dikmektedirler.

Günümüzde yeni evlenecekler için açılmasında yarar görülen evlilik okullarının benzeri ebeveynler için de düşünülmelidir. Evlilik sonrası çocuklarına karşı davranış ve tutumlarında dikkat edilmesi gereken konularda bilgilendirilmenin yapılması, boşanmalarda önemli bir oran olan ebeveynlerin rolünü azaltacaktır.

Genel olarak kendi oğluna kızına sahip çıkararak toz kondurmayan ebeveynler, gelin ve damadına ise dış kapının dış mandalı muamelesi yapmaktadır. Adeta “yabancı, el” gibi davranılan gelin-damat ile kayınvalide-kayınpeder arasında kurulamayan köprüler çekirdek ailenin, huzur bozanı olmaktadır.

Tüm bu sorunlar oldukça basit bir yöntemle çözülebilecektir. Her ebeveynin çocuklarının evlilikleri sonrası izlemesi gereken yol gelin damat gibi, el gibi görmek yerine kendi öz evladı gibi görebilmektir. Haksız bile olsa kendi çocuğunu savunan ebeveynler, kendileri ile çocuklarının eşleri arasına duvar ördüklerinin farkına varsalar acaba böyle davranırlar mı? Yanlış yöntemin getirdiği yanlış müdahaleler evli çocukları kendi ebeveynlerine yaklaştırırken, eşlerinden uzaklaştırmakta ve mutluluk tüten evi yangın yerine çevirmektedir.

Çekirdek ailedeki her eş, kendi ebeveynleri ile olan ilişkilerini (normal şartlarda) çekirdek ailesindeki fertlerin mutluluğu ve menfaatine göre dizayn etmedikçe sorunlar dağ gibi büyümeye devam edecektir. Eşlerin önceliği eşi olmalı ki, her anlamda bir bütün olan eşler çevrelerine pozitif enerji verebilsin.

Günümüzde moda haline gelen “en son eşler duyar” sözünün hayat bulduğu ailelerde, huzurlu aile ortamı hayalden öteye gidememektedir. Bu durum eşlerin kendini değersiz hissetmesine, yalnızlaşmasına ve zamanla da aileden kopmasına neden olacaktır. Hayatını paylaştığı eş tarafından farkında olarak ya da olmayarak veya eşinin eşler dışındaki üçüncü şahıslar dediğimiz tarafları memnun etmeye çalışırken, kendi eşine yabancı muamelesi yapmasının temel kaynağı bilinçsiz ebeveynlerin kontrolsüz müdahaleleridir. Bu noktada eşler “ya birlikte yol alacağız ya da açık, gizli müdahalelerle birer birer yok olacağız” eşiğine gelecektir.

Bilimsel araştırma sonuçları geleceğimizin teminatı olan günümüz ailelerinin durumunu görünen köy kılavuz istemez veya Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir sözleriyle göstermektedir. Unutulmamalıdır ki aile yumurta gibidir; önemli olan içidir ancak dışı olmadan da içinin olmayacağı göz ardı edilmemelidir. İşte günümüz aileleri de yumurta gibi olabilmelidir. Ebeveynler yumurta kabuğu gibi çekirdek aileleri sadece korumalı, içindeki yumurtanın sarısına beyazına karışmamalıdır. Özgün ve özgürce çekirdek aileler yetişirken toplumun kolonları olan ebeveynler daha mutlu olacak, daha sağlıklı kalacaktır. Hep birlikte mutlu yarınlara…