Köydeki gençler 2 gündür bu oyunu oynuyor

Kırsal kesimin birçok bölgesinde unutulmaya yüz tutan seyirlik oyunlarından 'Tekecik' zamana direniyor. Bardas Köyü'nde yıllardır unutulmayan oyun, Kasım Ayı'nın 8., 9. ve 10. günlerinde oynanıyor. Köyde bu yılda icra edilen oyun renkli görüntülere sahne oldu.

Editör: Karamanca
10 Kasım 2021 - 12:06 - Güncelleme: 10 Kasım 2021 - 12:38




Köy seyirlik oyunlarının kırsal bölgelerde, köylerde görülen daha çok tarih öncesine uzanan bolluk (tarım ve çobanlık), eriştirme, canlandırıcılık gibi işlevsel törenlere bağlı bir tiyatro geleneği olduğunu belirten Selman Okur, geleneğin her yıl köylerinde devam ettirildiğini söyledi.

Tekecik oyununun Burdur, Çanakkale, Denizli, İzmir, Karaman, Mersin, Sivas, Tokat, Yozgat illeri sınırlarındaki kırsal kesimlerinde oynandığını belirten Okur, oyuna ve bu kültüre dair bilgiler verdi. İşte Bardas Köyü'nden Selman Okur'un kaleminden Tekecik oyunu;

Tekecik Gezme Gecesi Oyunu

Tekecik gezmesi, Toroslar’ın kuzey eteğinde yer alan Bozkır ve Hadim gibi çok dar bir bölgede bilinen, çobanlarla köyün delikanlılarının bir araya gelerek yaptıkları eğlencedir. Anadolu’nun bir çok yöresinde delikanlıların yaptığı bazı eğlencelerle ortak yönleri varsa da ağırlığını bu bölgeye özgü şekiller belirler.

Tarım ve hayvancılıkla geçinen bu bölgelerde kasım ayı gelmeden elli gün önce tekeler (erkek keçi) sürüden ayrılır, sadece tekelerin ya da oğlakların olduğu bir başka sürüye katılarak, iki ay keçilerden uzak tutulur. Bundan maksat, keçilerden uzak kalan tekelerin iyice kızışmasıdır. Kasım’dan on gün önce ya da on gün sonra da çiftleşmek üzere tekeler sürüye bırakılır. Bu arada köyün delikanlıları kendi odalarında toplanıp “Tekecik Gezme Gecesi” ni kararlaştırılır ve çobana haber gönderilir. Buna da “Çobana salık gönderme” denir. Çoban duruma göre bir veya iki besili tekeyi çanlar ve çıngıraklarla donatır. Bu tekelerle birlikte elinde çanları sallayarak delikanlı odasına gider ve şu tekerlemeyi söylerler.

“Teke kattık duydunuz mu?
Selâm verdik aldınız mı?
Tek tekecik tekecik,
Ballı yağlı tekecik,
Bal olmazsa yağ olsun,
Verenin evine buğday yağsın,
Vermeyenin evine taş yağsın.”

Odada bulunan delikanlılar da hep birlikte şu tekerleme ile cevap verirler:

“Ekiz ekiz guzulasın,
Dördü sekiz guzulasın,
Verenin bir oğlu olsun,
Vermeyenin yağır başlı bir gızı olsun,
Verenin ambarı buğdayla dolsun.”

Bu tekerlemenin ardından delikanlılar ellerinde kap kacak ve heybelerle “Tek tekecik tekecik” diye bağrışarak köydeki evleri dolaşmak üzere yola çıkarlar. O gece delikanlılar bütün köyü bir tek ev bırakmadan dolaşırlar. Kapılar sıra ile çalınır. Eğer açılmakta geç kalınırsa hışmına uğrarlar. Kapıyı açanlar hiçbir şey vermezse de tavuğu çalınır ya da kapısı taşlanır. Kapıyı açanlar evlerinde ne
varsa, ekseriyetle arpa, buğday, bulgur …vb. zahirenin yanı sıra pekmez verirler. Evleri dolaşırken toplanan pekmezlerin helkelerden su gibi içilmesi de dolaşmanın ilgi çekici yanlarından birisidir.

Eğlencenin yapılacağı gecenin mehtaplı olması tercih nedenidir. Sokaktaki eğlenceli saatler sona erince odaya dönülür ve toplananlar köylü gençler tarafından pay edilir. Yeme içme faslının ardından 'Konyalı, Çiftetelli veya Sepetçioğlu' oyunları oynanır, hikâyeler ve masallar anlatılır. Vaktiyle kız kaçıranlar, askerliğini yapmış olanlar, ava gidenler de bu konularda hatıralarını anlatırlar. Eğlencenin müzik kısmında ise; cura, saz, zilli def, keman, kaval gibi çalgılar çalınır. Geç vakitlere kadar süren eğlencede bilhassa çobandan kaval çalması istenir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum