''Birazcık mahcubiyet''le geçiştirilemez: Neden toplatmadın?

ABONE OL

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kamuoyuna açıkladığı güncel tağşiş listesi, yalnızca gıda sahtekârlığını değil, bazı işletmelerin vicdan terazisini de bir kez daha gözler önüne serdi. Listenin Karaman’daki en dikkat çekici ismi ise, kendi adıyla üretim yaptırdığı ‘’Dana Sucuk’’larında kanatlı eti, sakatat ve baş eti tespit edilen Nazif Kara Chef oldu.

Oysa mesele yalnızca ‘’sucukta ne çıktı’’ meselesi değil; mesele, halkın sofrasına uzanan bir ihmalin, bir aldatışın ve ‘’birazcık mahcubiyetle’’ geçiştirilmeye çalışılan sorumluluğun hikâyesi.

Nazif Kara, haberimizin ardından sosyal medyada yayımladığı videoda, ‘’Bazı haber sitelerinde çıkan haberlerden dolayı karşınızdayım. Böyle bir şey için karşınıza çıktığım için de işin açığı birazcık mahcubum’’ sözleriyle başlayan bir açıklama yaptı. Ancak bu ‘’birazcık mahcubiyet’’, halkın midesine giren şüpheli etin ağırlığını taşımaya yetmedi.

Zira açıklamaya göre, hatalı ürünlerin kaynağı, 2025 yılının Nisan ayında stok tükenince ‘’personelin bahse konu firmadan ürün sipariş etmesi’’ymiş. Ne tesadüf ki, o siparişin hemen ardından bakanlık yetkilileri numune alıyor ve tablo ortaya çıkıyor! Kısacası, tesadüflerle örülmüş bir savunma, özür yerine bahane olarak kamuoyunun önüne konuyor.

Nazif Kara, olayın ardından suçladığı firmaya dava açtığını da söylüyor. Fakat halkın aklındaki soru basit: Madem ‘’birazcık mahcuptun’’, neden o gün müşterilerine durumu anlatmadın? Neden sattığın ürünleri geri çağırmadın?

Mahcubiyet, geriye dönüp doğrulukla hesaplaşmak değil mi?. Oysa bu açıklamada hesaplaşma değil, topu taca atma gayreti seziliyor. Kendi markasıyla satış yapan bir işletmenin, fason üretimi bahane göstermesi kabul edilebilir mi? Elbette hayır. Çünkü kendi markasının etiketini taşıyan her ürün, o markanın onurudur.

Üstelik Kara, aynı videoda 2023’ten bu yana aynı firmayla çalıştığını itiraf ediyor. Yani bu ilişki ‘’bir kerelik hata’’ değil, uzun süredir süren bir iş ortaklığı. Halkın güvenini kazanmak yıllar ister, kaybetmek içinse bir ‘’birazcık mahcubiyet’’ yeter.

Sosyal medyada Kara’yı savunmaya çalışanların kopyala-yapıştır açıklamaları da tabloyu değiştirmiyor. ‘’Nazif Kara yapmaz, etmez’’ diyen paylaşımlar, ne bakanlık laboratuvarlarının tespitini, ne de halkın kırılan güvenini silebiliyor. Gerçekler, klavye başında temizlenmiyor.

Kaldı ki, fason üretim modeli bahane edilemez. Bugün zincir marketler de fason üretim yaptırıyor; ancak kullandıkları etin gramına, baharatın oranına kadar süreci izliyorlar. Çünkü sorumluluk, üretici kadar marka sahibinin de omzundadır.

Nazif Kara’nın ‘’birazcık mahcubum’’ ifadesi, aslında gıda güvenliği konusunda içinde bulunduğumuz trajediyi de özetliyor. Çünkü bu şehirde kimi zaman ‘’birazcık mahcup’’ olmak, ‘’birazcık aldatmak’’ kadar sıradan hale geliyor. Oysa vatandaş, sofrasında birazcık değil, tamamen helal, tamamen güvenli bir lokma görmek istiyor.

İlgili diğer haber:

Bakanlık göz açtırmıyor, Karamanlı firma listede

nazif kara sucuk ta ne çıktı nazif kara chef sucukları nazif kara tağşiş listesi nazif kara etinde ne çıktı