Kardof Hafta Sonunu Dolu Dolu Geçirdi

Karaman Doğa Sporları Fotoğrafçılık Gençlik ve Spor

Kardof Hafta Sonunu Dolu Dolu Geçirdi
Editör: Karamanca
24 Ekim 2016 - 08:22




 Karaman Doğa Sporları Fotoğrafçılık Gençlik ve Spor
Kulübü Derneği(KARDOF) 22 Ekim Cumartesi günü Tilki Tepesi'nde kaya
tırmanışı eğitimi ve 23 Ekim Pazar gümü Manyan - Selavat Köprüsü -
Cırlavık Köprüsü yürüyüş etkinliği gerçekleştirdi.

                KARDOF Yönetim Kurulu Başkanı Fedai Erkocaoğlu
gerçekleştirilen etkinlikler hakkında açıklamalarda bulundu. Fedai
Erkocaoğlu Cumartesi günü gerçekleştirilen tırmanış eğitimi hakkında
şöyle konuştu: " Sabah saat 09.00 gibi Kale Sosyal Tesisleri'nde
toplanarak günü yarılayacak enerjimizi depoladık. Nefis kahvaltı
sonrası son alışverişimizi yapıp Çiğdemli Köyü yolunu tuttuk.
Çiğdemli Köyü meydanında verdiğimiz molada Mimar Sinan'ın temellerini
attığı camiiyi gezdik rehberimizden Camii ve köyün parkında bulunan
tarihi eserler hakkında bilgi aldık. Köye veda edip Tilki Tepesi'ne
doğru elma bahçeleri ve mısır tarlalarını geçip ulaştık.  Kaya
Tırmanışı öncesi kısa özet bilgilerle uygulamalı pratikler yaptık.
Malzeme ve kaya tırmanışı ile ilgili temel teorik bilgileri dinledik
ve sonrasında uygulamaya geçtik.  Sezonluk çalışmaya gelmiş Urfalı
çocuklar da bizi izlemeye gelmişler. İçlerinden istekli olan en
küçüklerini de aramıza katıp uygulamalarda yardım ettik . Mükemmel bir
günü geride bırakarak yeniden sözleşip vedalaştık. Katılımcı herkese
teşekkür ederiz."

                Fedai Erkocaoğlu Pazar günü gerçekleştirilen Manyan -
Selavat Köprüsü - Cırlavık Köprüsü etkinliği hakkında şöyle konuştu:
"Pazar günü saat 08.00'de Karaman da buluştuğumuz ve 17.00 da
sonlandırdığımız Ereğli Dağcılık Kulübü üyesi dostlarımız ve
üyelerimizle yoğun katılımlı bir faaliyeti geride bıraktık. Muhteşem
doğası bilinmeyen tarihiyle Karaman'ı gelen misafirlerimizle
paylaştık. Saat 09.00 gibi Manyan Köyü'nden başladığımız etkinlik kısa
ve uzun molalarla 6 saat sürdü ve 15 kilometrelik bir parkur ile
tarihi Salavat ve Cırlavık Köprüsü'ne yürüdük. Göcer köprüsünde
sonlandırdığımız faaliyetimizle doğa dostlarımızla yeniden buluşmak
üzere vedalaşıp ayrıldık.  Tüm katılımcılara teşekkür ederim."

                Fedai Erkocaoğlu Pazar günü gezilen yerler hakkında
şöyle bilgi verdi: " Karaman’a 40 km mesafede bulunan Eski Adı Manyan
(Damlapınar) , Kızılca, Göcer Köyleri arasında kalan Turkuaz Gök
mavisi dillere destan Göksu Nehri!ni kemerleyen Salavat Köprüsü ve
Yakınındaki Cırlavık Köprüsü görülmeğe değer miraslarımızdandır.

                Burası ile ilgili başka bir bilgi de: “Habip Çalışkan
Ermenek, Sultan Alanı, Karaman Bey Geçidi (Yelli Bel), Şeytan Deresi,
Selavat Köprüsü ile Karaman’a (Larende) ulaşan yolun eski adı;
“Karamanoğlu Döşemesi” dir. Zemini taş döşemedir. Daha sonraki adı,
(Ermenek-Mut arası açılana kadar) Atatürk Yolu’dur. Gerçekten de bu
yolda hala araştırılmayı bekleyen taş döşeme yol kalıntıları ayakta
durmaktadır.

                Rivayet odur ki Salavat Köprüsü'nü yapan mimar başı ya
da usta başının önemli bir işi çıkar işleri de kalfaya devreder ve
sonra gelir, geldiğinde Salavat Köprüsü'nü tamamlamış olarak görür.
Bunun haricinde kalfa ustasına bir güzellik olsun diye Cırlavık
köprüsünü de yapar. Kalfanın ünü ve şanı ustayı geçince usta buna
katlanamaz. Salavat Köprüsü'nün altındaki bir taşın doğru konmadığını
söyler, kalfa Salavat Köprüsü'nden aşağı bakarken ya aşağı düşer yada
usta onu iter. Rivayetin ne denli doğru olduğunu bilmiyorum ama
köprünün daha önceki ziyaretlerimde tanıştığım Kızılca köylülerinden
işittiğim hikaye budur.

                Bir başka efsaneye göre Anadolu'da geçmiş devirlerde
eşkıyalık hüküm sürerken dağları mesken tutmuş eşkıyalar işkence için
tutsaklarını buraya getirir sonrasında da Salavat getirttikleri
kişileri köprüden Göksu'ya atarlarmış. Muhtemel ki Göksu'nun en dar
olduğu bu geçilmez Torosların kemerleri çok daha öncesi antik yolların
izlerini de taşımaktadır. Akdeniz ile İç Anadolu'nun bağları, eski
kral yolları, tuz yolları ve ipek yollarının geçiş hattındaki bu
mistik bağlantı çok güzel bir tarihi ve doğayı harmanlamış durumda.

                Kelime manasında Cırlavık, cırlavuk, çırlavık bir çok
anlam taşıyor; bunlardan birisi yerle göğün birleştiği yer anlamına
geliyor. Eski Türkçe de; hattı zatında ünlü Mimar Sinan’ın da bir
dönem lakabı böyleymiş hatta Kayseri Mimar Sinan ilçesinin eski adı
Cırlavık'mış, Mimar Sinan devrine kadar cami minareleri üst düzey bir
teknoloji yada bilim kullanılmadığı için yüksek yapılmazmış Mimar
Sinan ile bu devir yıkılmış ve Sinan yer ile göğü birleştiren muhteşem
köprüleri, Muhteşem kubbeleri ve minareleri yapıvermiş.

                Cırlavuk ayrıca ağustos böceği, hindi yavrusu, kışın
yollarda ve tarlalarda sürüler halinde görülen, akbabaya benzeyen bir
çeşit kuş olarak da bilinmektedir.

                Bu kadar isim açıklaması ve efsaneden ziyade hem bahar
ayında hem de sonbaharda hem de yazın gidip gördüğüm bu köprüler
muhteşem bir güzelliği barındırıyor. Bozgandak ile Manyan arasından
yaklaşık 20 km uzanan vadi ve Bozgandak Deresi irili ufaklı bir çok
şelaleyi oluşturarak binlerce yıldır Göksuyu besliyor. Göksuya en
yakın yerde Cırlavık köprüsü de yaklaşık 35 metre yüksekliği ile
gerçekten yer ile göğü birleştirmiş bir kemer gibi asılı kalmış.
Altından akan suların kulaklarınıza getirdiği tını ve resitalle
yıllarca hafızalarınızdan silinmeyecek bir doğanın içinde
kaybolursunuz. Bu bölgeye bahar aylarında gittiğimizde ayı ayak izine
rastlamış olmamız doğada bu bölgede Toroslar'da var olabilmesi gerçeği
bile heyecan verici. Salavat'a gelince Göksu nehrinin sel sularını
asırlarca gövdesinde hissetmiş ve zamana direnen sade güzel ve
muhteşem bir eser su seviyesinden yüksekliği 15 metre civarında
altında akan turkuaz renkli Göksu her mevsim başka bir mucizevi renk
demetini içinde Akdeniz'e taşıyor. Kayıp yitik ve araştırılması
yeterince yapılmamış bu nadir eserler bakılmaz ise zamana fazla
dayanamazlar. Ataların mirasına sahip çıkacak olan bizler henüz dünya
telaşımızdan yurt dışını gezip duran marjinal arayışlarımızdan ne
yazık ki burnumuzun dibini göremez olmuşuz. Ülkemize sahip çıkıp
tanıyıp tanıtıp korumanın yollarını hep birlikte yapmalı ve Atalara
yakışan torunlar olmalıyız. Kendimce gezip değerlendirdim yorumladım
tarif ettim her ne kadar sürçü lisan etmişsek affola, hepimiz
geçiciyiz baki olan Allah. Doğal değilseniz doğanızda kalın."


YORUMLAR

  • 0 Yorum