Adalet Bakanı Bozdağ'dan Kılıçdaroğlu'na Tepki

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’na yönelik sözlerini kınadığını belirterek, “Kadınların ahlaka, edebe, hukuka, nezakete sahip çıkan herkesin ve her kesimin siyasi parti farkı gözetmeksizin bu çirkinlik karşısında tavır koyması lazım” dedi

Adalet Bakanı Bozdağ'dan Kılıçdaroğlu'na Tepki
Editör: Karamanca
07 Nisan 2016 - 06:30




Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’na yönelik sözlerini kınadığını belirterek, “Kadınların ahlaka, edebe, hukuka, nezakete sahip çıkan herkesin ve her kesimin siyasi parti farkı gözetmeksizin bu çirkinlik karşısında tavır koyması lazım” dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan “Neler Oluyor” programında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’na yönelik ifadelerini eleştiren Bozdağ, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun Aile Bakanı hakkında söylediği çirkin sözleri şiddetle kınıyorum. Bir siyasetçiye, ana muhalefetin liderine yakışması bir tarafa dursun, herhangi bir insana yakışmayacak bir üslup. Temiz bir dille konuşmak siyasetçinin ana vazifesidir. Edebi, ahlakı, etiği muhafaza etmek ana vazifesidir. Bir de dediğiyle, yaptıklarıyla, üslubuyla da topluma örnek olması gerekir. Maalesef bir kadın bakan hakkında söylediği sözlerle Sayın Kılıçdaroğlu siyasetin seviyesini yere düşürmüştür, ahlakı yere düşürmüştür, edebi terk etmiştir, saygıyı, nezaketi, görgüyü hiçe saymıştır, ayaklar altına almıştır. ‘Edep yahu’ diyorum. Bu edebe, ahlaka, bu toplumun değerlerine uygun olmayan bir yaklaşımdır, bir üsluptur, bunu reddediyorum. Çirkin bir dille, kirli bir dille konuşmak, konuşanın kifayetsizliğinin de göstergesidir. Kadınların ahlaka, edebe, hukuka, nezakete sahip çıkan herkesin ve her kesimin, siyasi parti farkı gözetmeksizin bu çirkinlik karşısında tavır koyması lazım. Öncelikle CHP’ye oy vermiş kadın erkek bütün seçmenlerin kendi liderlerine bu üslupsuzluk, bu edepsizlik, ahlaksızlık, seviyesizlik karşısında seviye talebini, ahlak talebini, edep talebini dile getirmesi lazım” diye konuştu.

“KİMLİK BİLGİLERİNİN YSK’NIN PARTİLERE GÖNDERDİĞİ BİLGİLERDEN SIZDIRILDIĞI KANISINDAYIM”
50 milyona yakın insanın kimlik bilgilerinin sızdırılmasıyla ilgili konuşan Bozdağ, “Kişisel verilerin hukuk dışı bir yöntemle elde edilmiş olması fevkalade yanlıştır. Bu konunun üzerine hükümet olarak kararlı bir şekilde gidiyoruz. Bu konu çok geniş bir şekilde araştırılıyor. Bu haberler yeni değil aslında, burada daha evvel Türkiye kamuoyunda tartışılmış, bayatlamış bir meselenin yeniden bugünün meselesiymiş gibi gündeme getirilmesi var. Son çıkan belgeler üzerinden bir nevi güncelleme yapılıyor. Şuanda paralel çevreler de bunu köpürterek, ‘vatandaşı hükümet aleyhine bir kanaate sevk eder miyiz’ diye düşünüyor. Onlar da habire vatandaşa ait bilgileri değişik siteler üzerinden yayınlıyorlar, yayınlamaya devam ediyorlar. Bu belgeleri servis edenlerin irtibatlarının nereyle ilgili olduğunu da herkesin görmesinde fayda var. Şuanda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı bir soruşturma var, devam ediyor. İçişleri Bakanlığı da zannedersem bu konuda bir tahkikat başlattı. İçişleri Bakanlığımız Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü MERNİS sisteminden vatandaşların kişisel verilerine ulaşılmadığını, burada bir hacklenme olmadığını belirtmek isterim. Rakama baktığınız zaman da Türkiye nüfusuyla uyumlu bir rakam değil. Eğer oradan alınmış olsaydı 78 milyon olması gerekirdi. Rakama baktığımızda 49 milyon gibi bir rakam. Bu seçmen sayısını gösteriyor. Yüksek Seçim Kurulu, seçmenlerin listesini siyasi partilerin genel merkezlerine veriyor. Genel merkezler de seçime dönük hazırlıklarını bunun üzerinden yürütüyor. Benimki bir tahmin. Benim tahminim YSK’nın partilere verdiği bu bilgilerin bir parti tarafından sızdırıldığı. Bu kanallardan çıkabilme ihtimalinin daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Ben hiçbir partiyi bu konuda suçlayamam, YSK’yı da suçlayamam. Gayrimeşru bir yolla da elde edilmiş olabilir. Bu konuda adli ve idari tahkikatlar yürütülüyor. Kişisel Verilerin Korunması Yasası’nı ilk defa bir hak olarak düzenleyen ve anayasaya koyan AK Parti’dir. 2010 referandumunda anayasaya koyduk. İlk defa kişisel verileri koruma konusunda müstakil bir kanunu biz çıkardık. Bu kanun şuanda Cumhurbaşkanımızın imzasında, Sayın Cumhurbaşkanımızın imzasından sonra yürürlüğe girecektir. Bundan sonra kişisel verileri herkes kafasına estiği gibi işleyemeyecek. Verileri işlemenin, korumanın bir hukuku olacak. Her kurumda kişisel verilerin işlenmesinden ve korunmasından sorumlu bir kişisel veri sorumlusu olacak” ifadelerini kullandı.

“TBMM, ASGARİ 1 BUÇUK 2 YIL GİBİ BİR ZAMANI SADECE BU KONUYA AYIRMASI GEREKİR”
Bakan Bozdağ, dokunulmazlıkların kaldırılmasına yönelik fezlekelerle ilgili şunları söyledi:
“Bizim Başbakanlığa gönderdiğimiz 562 fezlekenin olduğunu görüyoruz. Bunlar Adalet ve Anayasa Komisyonlarından oluşan Karma Komisyon’da görüşülüyor. Şuanda parlamentoda bulunan 562 fezlekenin normal usulde görüşülmesi halinde nasıl bir zaman alacak onu görmekte fayda var. Komisyon, bir hazırlık komisyonu kuruyor. Şuanda 52 kişi oluyor komisyon, başkanları çıktığında 50 kişi var. Beşer kişiden 10 tane komisyon var. Her komisyona bir defada 20 dosya verilmiş. 20 dosyayı komisyonlar bir ayda bitirebiliyorlar. Bir ayda 20 dosya olduğu zaman 200 dosya yapıyor. Yaklaşık 600 dosya var. Bunların sadece hazırlık komisyonunda görüşülmesi 3 ay sürüyor. Sonra karma komisyonun gündemine gelecek, karma komisyon görüşecek, hadi diyelim 1 ay da o sürdü 4 ay eder. Bunların Genel Kurul’da görüşülmesi var. Genel Kurul’da da bu dosyaların asgari süresi 2 saattir, azamisi daha çok olur. 600 dosyayı 2 saatle çarptığımızda bin 200 yapar. Günde ortalama 10 saat çalıştığını düşünün, Meclis her gün de çalışılmıyor. Bu fezlekeler tek tek ele alınırsa TBMM asgari 1 buçuk, 2 yıl gibi bir zamanı sadece bu konuya ayırması gerekir. Halbuki Türkiye’nin pek çok çözüm bekleyen konusu var, parlamentonun pek çok yapması gereken iş var. O nedenle Sayın Başbakanımız dedi ki, ‘gelin biz bu kadar bunlarla uğraşmak yerine, Anayasa’ya bir geçici madde koyalım. Diyelim ki bunlarla ilgili yargılama engelini kaldırıyoruz.’ Bu teklif karşısında MHP dört tane şart öne sürdü. Şartlara baktığınızda özü şu; ‘biz bu teklife hayır diyoruz.’ O ön şartlar da olabilecek şartlar değil. CHP’nin tavrı da MHP’nin tavrından pek farklı değil. CHP diyor ki; ‘Mevcut dosyaları bırakalım, dokunulmazlıkla ilgili maddeyi konuşalım. Eski bakanlar var, onları konuşalım.’ Halbuki bakanların dokunulmazlığı ayrı bir maddeyle düzenleniyor. Dokunulmazlık ama 83 maddesiyle ilgili bir dokunulmazlık değil. Şuanda yapılması gereken şey Meclis’te olan dosyaları görüşmek. Bunun kapısını da Sayın Kılıçdaroğlu açtı, ‘Gelin Meclis’teki bütün fezlekelerdeki dokunulmazlığı kaldıralım’ dedi. Sayın Başbakan ‘Hadi o zaman yapalım’ dedi. Ama Sayın Kılıçdaroğlu ters köşe oldu. ‘Bundan nasıl çıkarız’ diye bir takım ön şartlar getirdi. Bu ipe un sermektir.”

YORUMLAR

  • 0 Yorum