Reklam

3. yüzyıla dayanan tarihi 'Antik Kent' turizme kazandırılacak

Konya’nın Güneyindeki volkanik arazi üzerinde bulunan Kapadokya benzeri dokusu ile dikkati çeken ve haçlılardan yağmacılara kadar birçok topluma ev sahipliği yapan "Kral Yolu" üzerindeki "Kilistra Antik Kenti"nin önümüzdeki günlerde turizme kazandırılması bekleniyor..

3. yüzyıla dayanan tarihi 'Antik Kent' turizme kazandırılacak
Editör: Karamanca
11 Haziran 2019 - 09:26




Konya’nın Güneyindeki volkanik arazi üzerinde bulunan Kapadokya benzeri dokusu ile dikkati çeken ve haçlılardan yağmacılara kadar birçok topluma ev sahipliği yapan "Kral Yolu" üzerindeki "Kilistra Antik Kenti"nin önümüzdeki günlerde turizme kazandırılması bekleniyor.

Milattan önce 3’üncü yüzyılda yerleşim yeri olarak kullanılmaya başlanan "Kral Yolu" üzerindeki "Kilistra Antik Kenti" ziyaretçilerini uzun geçmişi olan bir tarihe çıkartıyor. İçerisinde kilise, sümbül büyük su sarnıcı, kiliseler, manastırlar, gözcü kuleleri, sığınaklar, antik yollar gibi yapılar bulunan "Kilistra Antik Kent" birçok topluma ev sahipliği yapmasıyla tarihte turizm merkezi olan yerler arasında yer alıyor. Kurtarma kazısı çalışmaları kapsamında temizlik, restorasyon ve çevre düzenlemesi yapılan tarihi kentin, tanıtım çalışmaları ile kısa zamanda turizme kazandırılması bekleniyor.

“Kilistra karakol görevi yapıyordu”

Kilistra’nın milattan önce 3. yüzyıla kadar uzanan kayıtları olduğunu söyleyen Selçuk Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, “Kilistra bölgesinde daha önceden Pagan inancına sahip olan insanların yaşadığı bir bölge. Bozkır yani Güneydeki İzora bölgesinden gelen yağmacılara engel olması için Hatunsaray’ı koruyan bir karakol bölgesidir. Tarihi yerleşim yerinin Antik Roma döneminden günümüze kadar birçok medeniyetin izlerini taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Fetullah Arık, "Bu bölgeden Beyşehir’e kadar giden bir hat var. Bu hat üzerinde tıpkı Kapadokya’da olduğu gibi volkanik tüflere oyulmuş yapılar içinde yaşamışlar. Belki de savunma amacıyla buraları kullanmışlar. Hristiyanlığın yaygınlaşmasıyla toplumların yerleşimleri biraz daha genişmiş hatta şuanda da yapıların çoğu oyma şeklinde olduğu görülüyor” dedi.


YORUMLAR

  • 0 Yorum