Karaman'ın seçim gazileri!

Kimileri bu kaybı, işçi oylarını alacam derken sanayiciye meydan okumanın getirdiği bir sonuç olarak görürken..

Karaman'ın seçim gazileri!
Editör: Karamanca
25 Haziran 2018 - 13:29




24 Haziran seçimlerinin sona ermesiyle birlikte Karaman’da birçok kişinin beklediği ancak, matematik açısından farklı toplama yöntemleriyle beklediği bir sonuç ortaya çıktı.

Haziran ayı içerisinde seçime sayılı günler kala halkın netleşen görüşü ve ortaya çıkan tablo 2 ismin Ak Parti’den 1 ismin de CHP’den çıkacağı yönünde ipuçları veriyordu. Ancak birçokları açısından bu tablo, Milliyetçi Hareket Partisi’nin erimesiyle ortaya çıkacak diye düşünülüyordu. Kamuoyunda ‘MHP’den bölünenler’ olarak bilinen İYİ Parti, bilindiğinin aksine oyunun önemli çoğunluğunu Ak Parti’den aldı. Kasım Ayı’ndaki oy oranını yakalamış gözükmesine karşın, çoğalan seçmen oranından payını alamayan MHP’nin geçen seçime oranla Karaman’da yüzde 5’lik bir kaybı gözüküyor.

Lakin bu sonuç, Karaman’daki İYİ Parti’nin aldığı oy oranını doğurmadığından, ortaya çıkan matematiğe göre İP’in, MHP ve CHP’den belirli ölçüde ancak AK Parti’den önemli ölçüde pay kopardığını gösteriyor. Bazı hemşerilerimizin matematiğine göre, MHP ve CHP’den İP’e geçiş büyük ölçüde ancak, Ak Parti’den MHP ve CHP’ye geçiş olduğundan bu sonuç çıkıyor bunu da belirtmekte fayda var. Buraya kadar sonuca ulaşmakta herkesin bir matematik formülü var fakat, Cumhur İttifakı’nın kıl payı 3. Vekilliği kaptırmasının izahını anlatacak bir formül bulunamıyor.

Kimileri bu kaybı, işçi oylarını alacam derken sanayiciye meydan okumanın getirdiği bir sonuç olarak görürken, kimileri siyasete vekillikten başlamanın tasvip edilmediğini ve teveccüh görmediği şeklinde okuyor. Öte yandan ‘Seçim gezileri’ denilen çalışmanın içeriğinin parti beyanatları ve beyannamesi üzerinden yürütülmesi gerektiğini söyleyen duayenler, sahada propaganda faaliyeti yerine tokalaşma merasimleri yapıldığını öne sürüyor. Kur yükselişleri, patates-soğan manipülasyonu gibi oyunlara eyvallah demeyen vatandaş ise, karşısında çatır çatır konuşan, olaylara hakim isimler görememekten mustarip olduğunu dile getiriyor.

Tahterevallinin ucu boşa çıktı!

Bir hususu da ayrıca belirtmekte fayda var ki o da, teşkilatların gayri resmi hiyerarşik yapısının tahterevalli gibi olduğudur. Bir ağırlık (Parti içi kanaat önderi) bir uçta diğeri öbür uçta olur, bunlardan birisi iyi adamı oynarken, diğeri tabiri caizse kötü adam rolü alır. Bu durum çift başlı olmanın aksine iki koldan kitleyi elde tutmak için önemli bir gerekliliktir. Vatandaş veya tebaadan insanlar beğenmediği, tasvip etmediği bir olayı veyahut sıkıntısını aktarabileceği bir alternatif görür bir ucu. Karaman’da geçmişten günümüze özellikle Ak Parti’de bu durum Çavuşoğlu-Mevlüt, Lütfi-Mevlüt, Konuk-Şeker gibi süregelmiştir. Bu iki uçta oturanların bazısı eleştirilirken, bazısı övülür dolayısı ile eleştiride, övgüde aynı teşkilat üzerine olur. Gelinen noktada STK başkanlarını, parti içi kademeleri bünyesine alarak büyüyen tek uç, son olarak vekil sıralamasının da tamamını kazanınca rakipsiz gözüktü. Bu durum ‘Bir derdim olsa kimi kime şikâyet edeceğim’ düşüncesi oluşturduğundan bir çekimserlik oluşturmuş olabilir. İnsan fıtratı itibariyle bir şeye itiraz etse kendisi gibi düşünenlerin varlığıyla duygusal tatmin yaşar. Yani, listenin açıklanmasıyla tahterevallinin bir ucunun boşta kalması geleceğe yönelik endişe vermişte olabilir.

Baro Seçimlerine girilecek mi?

Yine bir durum var ki, Cumhur İttifakı seçmeni, temayül ve kamuoyu araştırması sonuçlarını biliyor veyahut tahmin ediyor. Bu nedenle kendi gönlünde yatan aslandan başkasına sıcak bakmadı. Dün akşam gönlünde Recep Tayyip Erdoğan’ı başkan gören hemşerilerimizin haklı, gururlu sevinçlerine şahit olduk. Allah nazardan saklasın, her biri için mübarek olsun. Ancak, yıllar sonra Karaman’da bir Milletvekili çıkaran CHP’de adeta ‘zaten bekliyorduk’ şeklinde bir hava hâkimken, seçim gazilerinin neye sevindiklerini, neyi kutladıklarını cidden merak ediyorum. Güç bela mevcudu (2 Vekil) korumanın sevinç gösterisi mi olur, bu bir zafer midir? Şimdi gelinen noktada herkesin ders çıkaracağı bir durum varken, seçim gazilerinin başkaca bir mevzi açıp orada konuşlanmaması gerekir. Peki, nedir bu mevzi?

Kadere razı olmak ta nefsin bir makam sahibi olduğunun emaresi olduğundan, hemşerilerimizce teveccüh görmediği için meclise gönderilmeyen birine başkaca bir statü-makam aramak hayati bir hatadır. Bu hatanın emsalleri yakın geçmişimizde ilimizde denenip yanlış olduğu görülmüştür. Teşkilatlar; gönül birlikteliğinin sağlandığı, insanların kendi arzu ve istekleriyle katıldığı-emek verdiği yerlerdir. Bundan sebeple bir teşkilatın gönüldaşına sadece bir vefa borcu oluşabilir fakat, asla diyet borcu oluşmaz. Dolayısı ile seçilememiş birine ‘Madem vekil olamadın o halde seni baro başkanı yaparız’ demek ortada ödenmesi gereken bir diyet mi var sorusunu akıllara getirir. Bu soru öylesine kurcalar ki beyinleri, ‘Bir diyet ödenecekse ömrünün önemli kısmını teşkilatın kapısının eşiğinde geçirmiş isimlere ödenmeli’ der, herkes.

Şimdi yapılması gereken ‘Gel sen biraz teşkilatta çalış, emeğin geçsin, ismin tebaanın içine iyice bir sinsin’ demek. Unutulmamalıdır ki; eldeki anahtarı bir o kapıya bir bu kapıya deniyorsan, ya o anahtar senin değildir yada o kapı! Baki muhabbetle..

 

Yorum / Karamanca.net / Behcet Rasimi

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum