Karaman'da Helal Gıda Paneli

TSE Belgelendirme Merkezi Başkanlığı Gıda Sektörü Müdürlüğü Belgelendirme Uzmanı

Karaman'da Helal Gıda Paneli
Editör: Karamanca
29 Nisan 2016 - 15:19




Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Gıda Mühendisliği Öğrenci Topluluğu tarafından Helal Gıda konulu panel düzenlendi. Panele Karaman Valisi Murat Koca, KMÜ Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Çevik, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halit Çalış, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Genel Sekreter Yardımcısı Doğan Yazar, üniversite personeli ve öğrenciler katıldı.

“Helal sertifikalandırma, enstitü çalışmaları şekline dönüştürülmelidir”

Panelin açılış konuşmasını yapan KMÜ İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halit Çalış, haram ve helal uygulamasının kültürleri birbirinden ayıran etkenlerden birisi olduğunu belirterek, “Helal kavramı İslamiyet’i özel kılan bir kavramdır. Hepimiz bu kültürle büyüdük ve bu günlere geldik. Yiyip içtiğimiz şeylerin Allah’ın huzuruna helal bir şekilde varmanın yanı sıra karakterimize de yansımaları vardır.” dedi.

Prof. Dr. Halit Çalış, son dönemlerde ülkemizde helal anlamında birtakım köklü ve güzel gelişmeler yaşandığını ifade ederek “Devletin bünyesinde gerek bankacılık sektöründe gerekse ürünlerin helal sertifikalandırılmasında güzel gelişmeler yaşandı. Dünyada helal sertifika çalışmaları bize nispetle daha önce başlamıştır. Ülkemizde ise bu uygulama devletin ve özel sektörün hassasiyeti ile yakın bir geçmişe sahiptir. Devlet, toplumu ve bireyleri bu konuda cesaretlendiriyor.” dedi.

Prof. Dr. Halit Çalış, konunun iktisadi yönüyle istenilen düzeye gelememiş olmasının ülkemize kaybının çok ağır olduğunu ifade ederek, “İktisaden güçlü değilseniz siyasi anlamda da zayıf kalırsınız. Bir ürüne helal demek ya da dememek çok büyük anlam katıyor. Konunun dini ilkelerinin çok açık ve net bir şekilde ortaya konulması gerekiyor. Helal sertifikalandırma, enstitü çalışmaları şekline dönüştürülmelidir ve kurum akademik çalışmalarla ölçütleri kendisi belirlemelidir. Bunun yanı sıra helal sertifikalandırmanın marka bazında değil de ürün bazında yapılmasında fayda vardır. Maliyetlerin artmasının bir önemi yok, yeter ki ürün helal olsun.” şeklinde önerilerde bulundu.

“İnançlarımıza göre ürün tüketmenin hakkımız olduğunu bilerek bu yola girdik”

TSE Genel Sekreter Yardımcısı Doğan Yazar ise kurum bünyesinde yapılan çalışmaların bu tip etkinliklerle anlatılmasının kendisini mutlu ettiğini dile getirerek, “TSE, beş yıldır helal sertifika belgesi veriyor ve bu belgeler markaya değil, ürünün kendisine veriliyor. Fakat her konuda olduğu gibi bu konuda da ilmi altyapısı olmayan ve bilimsel olmayan belge verme çeşitleri de mevcuttur. Doğru belge, doğru standartlarda ve herkese aynı şartlarda verildiği gün bütün sorunlar bitmiş demektir.” dedi.

Doğan Yazar, helal belgelendirmenin ülkemiz için olduğu kadar İslam dünyası için de önemli bir belge olduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu olaya Avrupalıların bakış açısıyla bakmıyoruz. Öncelikli olarak kendi ülkemizin ve kardeş ülkelerimizin inançları doğrultusunda ürün tüketilmesinin hakkımız olduğunu bilerek bu yola girdik. Bu işte siz olmazsanız başkası olur. Türkiye olarak her zaman bu işin içinde olmalıyız. Kurum olarak ülkemiz adına özellikle akraba topluluklar ve İslam coğrafyasında bu konuyu yönetmeye çalıştık ve bu anlamda onlara liderlik yaptık. Birlik ve beraberliğin devamı için kurumumuz çalışmalarını sürdürmektedir. Ayrıca yapmış olduğumuz çalışmalar neticesinde kurulan laboratuvarlarla artık bize yurtdışından sunulan ürünlerin içeriklerini tespit etme imkânına da sahibiz.”

Programda TSE’nin tanıtım filminin gösteriminin ardından moderatörlüğünü TSE Genel Sekreter Yardımcısı Doğan Yazar’ın yaptığı panele geçildi.

“Helal ve sağlıklı gıdaya ulaşmak evrensel bir haktır”

Panelin ilk konuşmacısı olan KMÜ Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Koyuncu, helal gıdanın tanımını yaparak, “İnsan Hakları Beyannamesine göre her insanın, hayatını sürdürebilmek için yeterli kalite ve miktarda, inanç ve kültürüne uygun, sağlıklı ve güvenli gıdaya ulaşabilme hakkı vardır. Bu çerçevede helal ve sağlıklı gıdaya ulaşmak evrensel bir haktır. Helal gıda kavramı sadece gıda hammaddelerini değil aynı zamanda işleme süreçlerini, kullanılan katkı maddelerini ve ambalajlama sürecini de kapsayacak şekilde, hatta lokanta ve oteller gibi hizmet sektöründeki gıdaları da içerecek şekilde ele alınmalıdır.” dedi.

Helal gıda uygulamalarının tarihsel süreci hakkında da bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Mehmet Koyuncu, helal gıda ticaretinin gelecekte de dünya ticaretinde önemli bir yer tutacağına dikkat çekerek şöyle konuştu: “Helal gıda enstitüsü kurulmalı, bu konuda akademik çalışmalar yapılmalıdır. Helal gıda, lisans ve lisansüstü ders olarak verilmelidir. Belgelendirme kurumu, ekonomik menfaat kaygılarının dışında olup daha ziyade tüketici menfaatlerini ön planda tutmalıdır. Bu kurum, toplumun her tabakası bakımından saygın bir özelliğe sahip olmalı, ayrıca devletin güvenilir denetleyici şemsiyesi altında olmalıdır.”

Panelde daha sonra Bifa Bisküvi Gıda Sanayi Temsilcisi Şerife Karaca ile Saray Bisküvi Temsilcisi Sinem Soycan, şirketleri bünyesinde helal gıda kapsamında yapmış oldukları çalışmaları slaytlar eşliğinde anlatarak şirket faaliyetlerinden bahsettiler.

“Tüm dünya insanları için sunulan bu güzel hizmet daha iyi yerlere gelecek“

TSE Belgelendirme Merkezi Başkanlığı Gıda Sektörü Müdürlüğü Belgelendirme Uzmanı Muhammet Özhan Gündüz ise böylesine önemli bir konuda ülke olarak idrak gecikmesi yaşandığını belirterek, “Helal gıda sertifikalandırması ve uygulamaları dünya çapında gayri müslimlerin eline kalmış durumda. Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere dünya çapında pekçok kurumla birlikte çalışıyoruz. Tüm dünya insanları için sunulan bu güzel hizmet inşallah sizlerin de desteği ile daha iyi yerlere gelecek.” dedi.

“Haram kaynaklı değil, helal kaynaklı bir nesil hedefliyoruz”

Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker ise ekonomik açıdan helal gıda sertifikası veren 400 civarında kurum bulunduğunu ve bunların 80’e yakınının Hıristiyanlara ait olduğunu söyledi. Konunun dini açıdan değerlendirildiğinde ise Allah’ın insanları helal gıdaya uygun olarak yarattığını söyleyen Prof. Dr. Orhan Çeker, “İnsan bedenini helal gıda ile çalıştırmazsak belli bir zaman sonra bozulmalar başlayacaktır. Aklıselim bir insanın tercih ettikleri helaldir. Aklıselim insanın tercih etmeyeceği, midesini bulandıran ürünler ise haramdır. Tüm Müslümanlar insanoğlunun fıtratına uygun gıdalar tüketilmesi ve üretilmesi konusunda sorumludur.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Orhan Çeker, helal ve haram gıda konusunda en çok karşılaştıkları sorunları dile getirerek “Domuz, bu sorunların en başında gelmektedir. Domuz, yapı olarak insana en çok benzeyen hayvan olmasına rağmen Allah tarafından yasaklanmıştır. İkinci konu ise alkoldür. Kolalı bütün meşrubatlarda alkol vardır, hatta meyveli sodalarda da alkol bulunur. Kaynağı ne olursa olsun içki maksatlı üretilen her ürün necistir.” dedi. Prof. Dr. Çeker, kozmetik konusunda ise makyaj malzemelerinin necis hayvan veya insan kaynaklı değilse özel şartlar dâhilinde caiz olabileceğini ifade ederek “Helal kaynaklı yönetim, finans, gıda, giyim, ekonomi, ilaç, turizm, kozmetik konularında çalışmalar devam etmektedir ve bu konular önemsenmelidir. Haram kaynaklı değil, helal kaynaklı bir nesil hedefliyoruz.” şeklinde konuşmasına son verdi.

Etkinlik, katılımcıların sorularının yanıtlanması ve panelistlere plaket verilmesiyle sona erdi. Panelin ardından katılımcılar KMÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi çevresine fidan diktiler.

YORUMLAR

  • 0 Yorum