5. Uluslararası Resort Turizm Kongresi Yapıldı

5

5. Uluslararası Resort Turizm Kongresi Yapıldı
Editör: Karamanca
27 Kasım 2015 - 12:00




5. Uluslararası Resort Turizm Kongresi’nde konuşan Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı (TÜROFED) Osman Ayık, Rusya ile yaşanan gerilimle ilgili olarak, "Bu tür olayları siyasetten ve kişisel hırslardan arındırmak lazım. Bu bağlar kolay kolay kopmaz. 30 milyar doların üzerinde bir ekonomik bağ var, ticaret hacmi var. Bütün bunları düşündüğümüz zaman, geleceği sivil kanada bıraktıkları zaman biz bu krizi çok hılı ve kolay şekilde aşacağımızı düşünüyorum” dedi.
AKTOP tarafından düzenlenen 5. Uluslararası Resort Turizm Kongresi, Kundu bölgesindeki Aska Otel’de gerçekleştirildi.
Kongrenin açılışında konuşan AKTOB Başkanı Yusuf Hacısüleyman, turizm açısından olağanüstü bir yıl yaşadıklarını aktararak, olayların biri bitmeden diğerinin yaşandığını aktardı.
Uçak düşürülmeleri, terör saldırıları, turizm bölgelerindeki patlama, iflaslar nedeniyle turizmin etkilendiğini aktaran Hacısüleyman, turizmin geleceğini şekillendirecek olan konuların masaya yatırılacağını kaydetti. Dünyada büyük bir güvenlik sorunu olduğunu işaret eden Hacısüleyman, “Seyahat özgürlüğü ve güvenliği ciddi bir tehditle karşı karşıyadır. Turizm hizmetlerini talep edenlerin bu hizmetleri almak için aldıkları yer ve mekanlar saldırıların hedefi haline geldi. Bu konu dünya turizminin gündeminde olduğu kadar, Türkiye’nin de gündemindedir. Dünyadaki mülteci hareketi sadece Suriye, değil Afrika ülkelerinde de göç dalgası var. Avrupa ülkelerinin takındığı tavır belli. Yabancıya karşı olan ilginin negatif olduğu gözlemleniyor. Türkiye’nin yaklaşımı, Almanya hariç hiçbir Avrupa ülkesinde karşılık bulmuyor. Bu insanlarla kimse ilgilenmek istemiyor” dedi.

“GELECEĞİN MİSAFİRLERİNİN BEKLENTİLERİ İYİ BİLİNMELİDİR”
Konaklama ve seyahat sektörünün kabuk değişimine finansal yapı yönetimine doğru hızlı bir gelişim gösterdiğini kaydeden Hacısüleyman, “Turizmin ögesi insan olmakla birlikte, finansal yapının hizmetsel yapının önüne geçtiğini söyleyebiliriz. Küresel hareketlilik eğilimi günümüzde büyük önem kazandı. İnsanların seyahat alışkanlıkları ve motiflerini derinden etkilediği için sektör için büyük önem taşımaktadır. Bu değişimi konaklama sektörü olarak çok iyi irdelemeliyiz. Geleceğin misafirleri nasıl bir beklenti içindedir. Konaklama sektörü bu cevapları bulmalıdır. Fiziksel olarak her misafir tipine hitap etmek isteyen bir otel yapısı ve anlayışı artık geleceğin oteli olmayabilir” dedi.

“HER ŞEY DAHİL SİSTEMİNİ DÜZELTMELİYİZ”
Avrupa pazarında ile turizmi ile büyük başarı yakaladıklarını vurgulayan Hacısüleyman, "Sektör olarak diğer gruplara da uygun hizmet üretmek zorundayız. Yiyecek ve içecek bakımından kavram olarak dejanere olduğunu düşündüğümüz her şey dahil kavramına yeniden değer katmalıyız. Türkiye her şey dahil konusunda lider ülke konumundadır. Lider ülkenin lider kenti durumundayız. Tüm yumurtalarımızı aynı sepete koymuş durumdayız. Her şey dahil kavramında dejenere etmiş durumdayız. Burada kendimize özeleştiri de bulunmalıyız. Ne yapmalıyız, her şey dahil kavramında başta çok büyük değer kazanımı vardı. Tatil yapan tesisler gururla bunu anlatıyorlardı. Şimdi artık sadece fiyata dahil mal gibi sunum yapıyoruz. AKTOB olarak bir çalışma yapıyoruz. Hem her şey dahil sistemine değer kazandırmak noktasında bir çalışmamız var” dedi.

VİZESİZ SEYEHAT
Vizesiz bir dünyayla insanların seyahat özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini isteyen Hacısüleyman, “Terörün uluslararası boyutu vize engelini çoktan aşmıştır. Vize engeli için uluslararası terörü bahana göstermek ucuz bir bahanedir. Özlemi duyulan barışın turizme sağlanabileceği unutulmamalıdır” dedi.

RUSYA AÇIKLAMASI
Rusya ile yaşanan krize de değinen Hacısüleyman, “Rusya’nın Türkiye’ye yönelik getirdiği seyahat engelinin kısa sürede kaldırılması her iki ülkenin lehine olacaktır. Siyasi gerginliklerde insanların hemen seyahat özgürlüğüne kısıtlama getirme düşüncesi ne dünya barışına hizmet eder, ne de ülkelerin savunduğu değerlere katkıda bulunur. Ülkemiz bugüne kadar ‘siyasi gerginliğimiz var’ diye hiç bir ülke için kendi vatandaşlarına ‘gitmeyin’ çağrısı yapmamış ve umarız ki hiç bir zaman da yapmayacaktır. Konuya salt ekonomik açıdan bakmanın yersiz ve gereksiz bir yaklaşım olduğunu bugün burada bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Seyahat özgürlüğünü, tüm insanlara tanınması gereken insani bir değer olarak görmekteyiz. 2016 yılına girerken her zaman aklıselim ve soğukkanlı reflekslerimizi hepimiz ayakta tutmalıyız” açıklamasını yaptı.

“KIŞ REZERVASYONLARI DÜŞMEYE BAŞLADI”
Der Tourustik Ceo’su Sören Hartmann, dünyada meydana gelen terör saldırıları nedeniyle seyahat etme talebinin düşeceğini dile getirdi. Güvenlik turistin seyahat ederken yanına alabileceği bir durum olmadığını kaydeden Hartmann, “Doğu Akdeniz ülkelerinde etkileri olacak. Ve şuan daha siyasi sorular soruluyor cevapları aranıyor ama ekonomik boyutta var. Kış sezonun için Türkiye’ye rezervasyonlar iyi başlamıştı ama gecen haftalarda sayı düşmeye başladı. 2016 yılına baktığımızda bu tablodan tatmin olamayız. Yalnız değilsiniz aslında bir çok ülke bu durumu yaşıyor. Bu etkileri görüyor, önümüzdeki yıl insanlar çok fazla seyahat etmeyecek” diye konuştu.

“2015 VE 2016 YILININ VİRÜSÜ GÜVENLİK”
2015 ve 2016 yılının virüsünün güvenlik olduğunun altını çizen Hartmann, “Tüketiciler kendimi güvende hissetmiyor. Bizi rahatsız eden çok konu var. Afrika’dan gelen mülteciler, Rusya Ukrayna çatışması, Suriye’deki çatışma, Tunus, Kenya ve Ankara saldırılar, Paris’ saldırıları gibi bir çok konu var. Bu sene bizim destinasyonlarda 18 saldırı düzenlenmiş ve akıllarda soru işareti bırakıyor. Biz kendi ailemizi güvenli olmayan bir yere gönderir miyiz. Bu sorun kısa vadeli değildir. Müşteri krizleri bekliyor ona göre reaksiyon gösteriyor. Güvenlik nedeniyle tüketici Kanarya Adaları gibi çok uzağa seyahat ediyor. Turistler yaşanan olaylar nedeniyle Avrupa’dan kaçıyor” dedi.

“GÜVENLİK SATACAĞIZ”
Türkiye’nin kış dönemi rezervasyonlarında bir düşüş yaşandığını kaydeden Hartmman, “Şu anda yapmamız gereken, aklıselim ve sağduyulu davranmalıyız. Müşterilerin koruları ciddiye alınmalıdır. Tur operatörleri ve sektör temsilcileri esnek davranmak zorunda. Bütün dünya müşteriye güvensiz geliyor. En güvenli yer nereyse tüketici orada karar kılıyor. Bu noktada esnek ve dinamik tepki vermenin yanında konukların güvenliğini sağlamalıyız. Emniyet ve güvenliği son derece arttırmalıyız. Havalimanı, karayolları, konukların serbest şekilde dolaşabilmesi için önemlidir. Kontrol edilmeyen meydanlarda saldırılar oldu. Fransa’da teröristler stadyuma giremedi. Daha çok önemli noktalarda kontrol yapalım, önemli noktaları önemli şekilde idare edelim. Güvenlik önemli bir teminat bizim için. Turistin aklında nerde serbest dolaşma konusu var. Biz güzel oteller ve uçak seferlerinin yanı sıra güvenlikte satacağız. Güvenlik standartlarını somut şekilde değerlendireceğiz” ifadelerine yer verdi.

“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ZENGİNLİĞİ CÖMERTLİK”
Hartmann konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugünler bizi çok zorluyor. Türkiye kısa sürede dünyanın en önemli destinasyonlarından biri haline geldi. Türkiye yeterince yatak kapasitesi olan bir ülke, fakat kapasite arttırmayın rekabet etmek için. Ufacık arazilerde yüzlerce binlerce yatak kapasiteli tesis yapmayın, bu yanlış olur. Turistlerin sevdiği bu ortam değil. Bunu yaparsanız cömertliğinize zarar gelir. Fiyat rekabeti artar. Türkiye’nin en büyük zenginliği cömertlik. Bunu muhafaza edin. Aksi takdirde fiyat ilişkisini kaybedersiniz. Türkiye yerine turistler başka yerlere gidecektir. Türkiye destinasyonu gelecek vaat ediyor. Ürün ve hizmet kalitesi, misafirperverlik, ülkenin güzelliği Türkiye’nin güçlü yönleridir.”

“2014 YILININ RAKAMLARINA YAKINIZ”
TÜROFED Osman Ayık, Türkiye’de 3 bin 300’e yakın turistik işletme ve 1 milyonun üzerinde yatak kapasitesi olduğunu kaydetti. Ayık, Türkiye’nin mavi bayraklı sahili ve marinaları ile Avrupa’da ikinci sırada olduğunu ve bu sayının her geçen yıl arttığını vurguladı.
2014 yılında 40 milyon ziyaretçi sayısına ulaştıklarını aktaran Ayık, “Bu yıl miktar kayıp yaşadık ama geçen yıldan çokta geride değiliz. Kaynak pazarlarımızı kullanarak bu noktaya geldik. Alman pazarı bizin ana bloğumuzdur. Yılda 70 milyon Alman‘n ülkemize seyahati oluyor. En fazla misafir alan üçüncü ülkeyiz. Bu yıl yüzde 9’un üzerinde artış yaptık. Yaşanan krizler olmasaydı Alman pazarında çift haneli büyüme mümkün olacaktı. Rusya Federasyonu’nda birinci konumdayız. Geçen yıl 4 milyonu ulaştık, bu yıl da 700800 bin kayıp yaşadık. Fransa’da bir düşüş var. Orada yaşanan seyahat acentelerindeki değişiklik ve yaşana olaylar etkiledi. Ama gelecek yıllarda Fransa önemli pazarlarımızdan biri olacaktır. Bunun üzerinde itina ile çalışmalıyız” ifadelerine yer verdi.

UZUN VADEDE YAPILMASI GEREKENLER
Türkiye’nin 110 farklı ülkeden misafir ağırladığını işaret eden Ayık, “Son 30 yılda önemli mesafe aldık, paket tur bizim için önemli bir mesafe oldu. Türkiye 40 milyon ziyaretçiye ulaştı. Destekler sağlandığı takdirde sektörün katkısı devam edecektir. Birtakım eylemler acil olarak devreye sokulmalıdır. Ağlamak ve vahim tablo çizmek istemiyoruz. Sektöre bir takım destek gündeme girmelidir. SSK desteği, elektrik ve su paraları böyle sıkıntılı dönemde sektöre ayrıcalık tanınmalıdır. Uzun vadede düşük vadeli kaynaklarda sektör için krediler anons edilmelidir. 2015 yılındaki tur operatörlerine yapılan destekler bu dönem için gündeme ela alınmalı ve farklı pazarları da kapsamalıdır” diye konuştu.

KISA VADELİ İSTEKLER
Ayık konuşmasına şöyle devam etti:
“Kısa vadede is eğlence vergisi, alkollü içecek ÖTV gözden geçirilmeli, ihracatçıların faydalandı haktan faydalanamıyoruz. Yatak kapasitesi ile ilgili sorun yok. Varolan kapasite ile Türkiye’nin çok önemli noktalar taşıyacak niteliktedir kontrollü şekilde gitmesi gerekir. Kamu otoritesinin dikkat etmesi gerekir. Yeni yatırım ve teşviklerde bölgeye göre özen gösterilmelidir. Direk uçuşlar desteklenmelidir. İç turizm bizim için önemlidir. O pazarı geliştirme anlamında okul tatillerin bölgesel olarak ayarlanmalıdır. İç pazarın toplamdaki payı yüzde 25 seviyelerine çıkarılmalıdır.”

“ÜLKEMİZDE TURİSTLERE YÖNELİK BİR EYLEM YAŞANMADI”
“Gelecek bizim için karanlık değil diye düşünüyorum” diyen Ayık, “Güvenlik aslında her şeyin önüne geçti. Son günlerde yaşanan olaylar bizim geçmişte varolan esimize bir es daha ilave oldu. Buda 4 es daha oldu güvenlik. Bundan sonraki süreçte aslında güvenlikte satıyor olmamız gerekiyor. Bizim bir başka özelliğimiz daha oldu ülkemize ziyarete gelen turistlere yönelik bir eylem yaşanmadı. Bu bizim artımızdı. Bunu devam ettirmeliyiz. Önemli bir zirve gerçekleştirdik G20. Ülkemizin hemen hemen her noktasında olumsuzluk yaşamadık. Bu noktada rekabet edeceğimiz ülkelerin önüne geçeceğiz. Bu dinamik yapıya inanıyor ve güveniyorum” diye konuştu.
Rusya ile yaşanan krize de değinen Ayık, “Rusya pazarı bizim için en önemli kaynak pazar en fazla misafir aldığımız ikinci ülkedir. Malasef son günlerde yaşadığımız üzücü olay iki ülke arasındaki gerilimi tırmandırdı. Ama önemli olan şey şudur, bu tür olayları siyasetten ve kişisel hırslardan arındırmak lazım. İki ülke insanının arasındaki bağlar yüzlerce yıla dayanır. Bu ülkeyi kurtarırken en büyük desteği Rus vatandaşlarından ve o günkü yetkililerinden gördük. Son 30 yıl içinde karşılıklı gidiş gelişlerden oluşan ciddi bir birikim değer oluştur. Bu bağlar kolay kolay kopmaz. 30 milyar doların üzerinde bir ekonomik bağ var, ticaret hacmi var. Bütün bunları düşündüğümüz zaman, geleceği sivil kanada bıraktıkları zaman biz bu krizi çok hılı ve kolay şekilde aşacağımızı düşünüyorum” dedi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum